İçeriğe geç

Kaside-i Mecdiye

Kaside-i Mecdiye

Kaside-i Mecdiye.

İmam Ali bu kasidesinde çok önemli şeylerden bahsediyor ve ezcümle şöyle başlıyor:

“Ey şeref ve azamet sahibi, hamd ve senâ Sana lâyıktır. İstediğini mübarek kılar, istediğini zelil ve hakir kılarsın.

Ey benim Hallâk’ım, koruyucum ve yardımcım. Kolaylık ve zorluk Senin için değil, bizim içindir. Biz zora dayanamaz, iyiliği isteriz.

Allah’ım, hatalarımı toplaşan ve bir yığın haline gelse dahi, Senin affu mağfiretin benim günahlarımdan çok daha geniştir.

Ey Rabbim, eğer nefsimi suale çeksen, işte ben şimdiden pişmanım, Sana ikrar ediyor ve suçumu itiraf ediyorum.

Allah’ım, halimi ve fakrımı görüyorsun, aynı zamanda gizli münâcâtla-rı da duyuyorsun.

Allah’ım, ümidimi kesme, dileğimi boş çevirme, gönlümü ağlatma ve halimi perişan etme.

Allah’ım, eğer beni rezil eder veya kovarsan, benim hile edecek veya başka yol tutacak imkânım yoktur.

Allah’ım, azabından beni koru. Zira ben esirim, muhtacım ve Senden çok korkuyorum.

Allah’ım, eğer bana binlerce sene azâb etsen, benim ricâm Senden yine kesilmeyecek, sızlanmam devam edecektir.

Allah’ım, afv ve mağfiret tadını bana tattır. Kıyamet günündeki, mal ve evlâdın menfaat vermeyeceği günde Allah’ım.

Allah’ım, beni gözetlersen ben kayıp olmam, zarara uğramam. Eğer beni korumaz ve muhafaza etmezsen ben zâyi olur, yok olurum.

Allahım, ben takvâlığı sürdürür ve kuvvetleştirirsem, Sen de affını ve keremini çoğaltırsın.

Allah’ım, günahlarım gök kubbesini karartsa, Senin mağfiretinin çokluğu o bulutları dağıtabilir.

Allah’ım, eğer cehâletimle bir hatâ işlemiş isem, kapında uzun zaman yaptığım yalvarmalarımı hiçe sayma.

Allah’ım, hatalarımı azalt, günahlarımı sil, çünkü ben yaptıklarımı biliyor ve onlardan dolayı Senden korkuyorum.

Allah’ım, dileklerimi yerine getirsen, kim Sana sorabilir ve Seni mes’ul tutabilir?

Allah’ım, beni affedersen, affın geçerlidir. Eğer affetmessen ben kime gideyim?

Bütün mahlukat Senin affını gözetler, sonsuz mağfiretini bekler ve ebedî cennetine girmek ister.

Allah’ım, Hâşimî sülâlesine mensub olan Muhammedin hakkı için, İbrahim’in hürmeti için, çünkü o Senden çok korkuyordu.

Allah’ım, beni Ahmed’in dini üzerine neşelendir, ben onun dinine ve getirdiklerine inanıyor ve bağlanıyorum.

Ey efendim ve Mevlâm, beni mahrum etme. Büyük şefaat sahibi Mu-hammed’den ayırma.

Ehl-i tevhid Sana duâ ettikleri müddet onun üzerine ben salâtü selâm eylerim. Sana niyazda bulunurum ki ondan bizleri ayıma Rabbim.”(5) Mecmûatu’l-Ahzab, c. 3, s. 536.

Kategori:Kasideler

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.