İçeriğe geç

Ayet ve Hadislerle Münafıkların Halleri ve Akıbeti

Bakara Sûresi

8-9. İnsanların bir kısmı da (münâfıkdırlar; onlar kalpten) inanmadıkları halde (dilden) “Allah’a ve âhiret gününe inandık.” derler (ve akıllarınca) Allah’ı ve inananları aldatmaya çalışırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar da farkında bile olmazlar. [bk. 2/165, 204, 207]

ayetgif/2_10.gif

10. Onların kalplerinde (bâtılı sevme, maddeperestlik, dünyevîlik, şüphe, münâfıklık ve küfür gibi mânevî ölüme götüren) bir tür hastalık vardır. Allah da onların (bu) hastalığını artırmıştır. (İnanıyoruz diye) yalan söylediklerinden dolayı onlar için dayanılmaz bir azap vardır. [bk. 4/142-143]

(Çünkü yalan, münâfıklık alametlerinin ilkidir.)

ayetgif/2_11.gif

11. (Kendilerine:) “Yeryüzünde (Allah’ın emirleri dışına çıkarak) sakın fesat çıkarmayın (bozgunculuk yapmayın)!”(2) denildiği zaman: “Bizler sadece düzeltenleriz.” derler.

ayetgif/2_12.gif

12. İyi bilin ki, (Allah’ın hükümlerini beğenmeyip aykırı hareket ettiklerinden dolayı toplumda) asıl bozguncu onlardır. Fakat (bunun) farkında değildirler.

ayetgif/2_13.gif

13. Yine onlara: “(Gerçek mü’min) insanların iman ettiği gibi (samimi olarak) iman edin.” denildiği zaman: “Biz ille de, o sefih (ahmak) kimselerin inandığı gibi mi iman edelim? (Bizimki bize yeter.)” derler. İyi bilin ki, asıl sefih olanlar kendileridir. Fakat (bunu) bilmezler.

(Bu âyet-i kerîmedeki iman teklifi münâfıklaradır. Allah Teâlâ onların samimi olarak iman etmelerini istemektedir. Onlar ise kalplerindeki sahte imanı Allah’ın bildiğini düşünmeyerek kendilerini elit, seçkin tabakadan görerek, bu zırha bürünüp, samimi müslümanları küçük görüyorlardı. Ayrıca kâfirler de iman etmemek için aynı bahaneyi ileri sürüyorlardı. Çünkü o samimi mü’min (sahâbî)ler bir cihadda veya bir infakta varlıklarını derhal ortaya koyuyorlardı. Onlar ise, hem Allah ve Resûlü’nün buyruklarına, iş ve menfaatlerine uygun olduğu kadarıyla ve göstermelik itaat ediyorlar hem de İslâm’ı içlerine sindiremedikleri için, dîne ve o mü’ minlere karşı düşmanlıklarını çeşitli engellemelerle gösteriyorlardı. İşte yüce Allah, emirlere intibak ve uyma kabiliyetine sahip olmadıkları için sefihlik ve budalalık sıfatlarını onlara iade etti.) [bk. 26/111]

ayetgif/2_14.gif

14. Ama (münâfıklar/Müslümanlık’tan geçinenler) mü’minlere rastlayınca: “Biz de (sizin gibi) iman ettik.” derler. Fakat kendi şeytan (gibi olan yandaş)larıyla baş başa kaldıklarında: “Şüphe yok ki biz (fikir ve ideolojide) sizinle beraberiz, biz sadece onlarla alay etmekteyiz.” derler. [krş. 2/76; 57/12-14]

ayetgif/2_15.gif

15. Allah da onların alaylarına mukâbele eder (hakettiği karşılığı verir) ve onlara azgınlıkları/isyanları için de (bir müddet) mühlet verir; onlar da (bir ceza olarak) şaşkınca bocalayıp dururlar. [krş. 15/95]

ayetgif/2_16.gif

16. İşte onlar, hidayete (doğru yola) karşılık, (niyet ve tavırlarıyla kâfirler safında yer alıp) sapıklığı satın alan (tercih eden) kimselerdir ki, onların (bu) alış verişi, kendilerine kâr sağlamadığı gibi doğru yolu da bulamadılar. [krş. 17/7]

Münafikun Sûresi

ayetgif/63_1.gif

1. (Resûlüm!) Münâfıklar (imanlarında samimi olmayan, içlerinden sana ve İslâm’a düşman olanlar) sana geldiği zaman: “Şehâdet ederiz ki, sen elbette Allah’ın Resûlü’sün.” derler. Allah da biliyor ki kesinlikle sen, elbette kendisinin Resûlü’sün. (Bununla beraber) Allah (yine) şehâdet eder ki, o münâfıklar hiç şüphesiz yalancıdırlar.

ayetgif/63_2.gif

2. Onlar yeminlerini (ve sözde imanlarını, canlarına ve mallarına) bir kalkan edinip (insanları) Allah’ın yolundan (çeşitli planlarla) alıkoyarlar.(3) Doğrusu yapmakta oldukları (ikiyüzlüce) şeyler ne kötüdür!

ayetgif/63_3.gif

3. Bu, onların (dilleriyle) iman edip sonra (kalpleriyle) inkâr etmelerindendir. Bu yüzden kalplerinin üzerine mühür vuruldu. Artık onlar (gerçeği) anlamazlar.

ayetgif/63_4.gif

4. Onları gördüğün zaman, cisimleri (kalıp ve kıyafetleri) hoşuna gider. Eğer (dünyalık söz) söylerlerse, sözlerini dinler (yaldızlı vaadlere kanar)sın, (ama) sanki onlar (elbise giydirilip) yaslanan keresteler gibidir. Her (İslâm’a ait bir toplantı ve) seslenişi, (korkularından) kendi aleyhlerinde sanırlar, (İslâm’a ve müslümanlara) asıl düşman onlardır. Onlardan sakın(ın). Allah kahretsin onları! Nasıl da (hakikatten aldatılıp) döndürülüyorlar. [bk. 2/204-205; 33/19]

ayetgif/63_5.gif

5. Onlara: “Gelin, Allah’ın Resûlü(nden özür dileyin ki o da) sizin için mağfiret dilesin.” denildiği zaman, başlarını döndürdüklerini ve (özür dilemeyi) kibirlerine yediremedikleri için yüz çevirdiklerini görürsün.

ayetgif/63_6.gif

6. Onlar için mağfiret dilesen de mağfiret dilemesen de durum değişmez. Allah onları asla bağışlamaz. Şüphesiz ki Allah fâsıklar topluluğunu doğru yola iletmez. [krş. 9/80]

ayetgif/63_7.gif

7. Onlar öyle kimselerdir ki: “Allah’ın Resûlü’nün yanındaki (fakir muhacir)lere nafaka vermeyin ki dağılıp gitsinler.” derler. Halbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münâfıklar anlamazlar.

(Peygamber, Benî Mustalik gazvesinde iken, Müreysî suyunun başındaki su sırası yüzünden muhacirlere edepsizce dil uzatan münâfıklar: [bk. 24/37](1)

ayetgif/63_8.gif

8. “Eğer Medine’ye bir dönersek, andolsun ki, üstün olan(ımız), zayıf ve düşük olan (sizler)i oradan çıkaracaktır.” diyorlar. Halbuki (asıl) şeref ve üstünlük, ancak Allah’a, Resûlü’ne ve mü’minlere mahsustur. Fakat münâfıklar bilmezler. (Çünkü onlar, imanlarında samimi değillerdir.)

(Mekke’de müşrikler, Medine’de münâfıklar, görünürdeki veya içlerindeki putları terk ederek gereği gibi Allah’a inanıp Hz. Muhammed’i ve onun Allah’dan getirdiği İslâm’ı içlerine sindiremediklerinden, önceki sûrelerde (8/30; 17/76) geçtiği üzere Hz. Peygamber’i ve mü’minleri daima küçük, potansiyel suçlu ve ülkenin sosyalitesini bozanlar olarak gördükleri için çeşitli baskı ve eziyetlere başvurmuşlar ve yurtlarından çıkartmak istemişlerdir. Ama Allah’ın da bir planı, programı olduğunu düşünememişlerdir.)

ayetgif/63_9.gif

9. Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi Allah’ın zikrinden (ibadet ve itaatinden) oyalayıp alıkoymasın. Kim bunu yaparsa (onlar yüzünden Allah’ın zikrinden/kulluk görevlerinden gaflet ederse) işte onlar, hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

ayetgif/63_10.gif

10. Birinize ölüm (belirtileri) gelip de: “Ey Rabbim! (Ne olur) beni yakın bir vakte kadar (öldürmeyip) ertelesen de sadaka versem ve iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Allah için) harcayın. [bk. 6/27; 7/53; 14/44; 23/99-100; 32/12; 42/44]

ayetgif/63_11.gif

11. (Bilin ki) Allah, hiçbir canı, eceli geldiği zaman, asla geri bırakmaz. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberi olandır.

——————–

Ayet: “Onlar (münafıklar) küfürle iman arasında bocalayıp durmaktadırlar. Ne bu müminlere ne de şu kâfirlere bağlanırlar. Allah kimi saptırırsa sen artık ona bir yol bulamazsın ” (Nisa:143)

Al-i İmran 120. Ayet: Size bir iyilik dokunursa, onlara (içten içe) fenalık gelir/sıkıntı basar. Size bir kötülük/sıkıntı dokunursa, onunla sevinirler. Eğer sabreder ‘Allah’ın emrine uygun yaşarsanız,’ onların hilesi size hiçbir şekilde zarar vermez. Elbette ki Allah(’ın ilmi ve kudreti), onların yaptıklarını kuşatmıştır.

Bazı Hadisi Şerifler:

“Münafık, iki sürü arasında kâh birine kâh öbürüne yanaşan şaşkın koyun gibidir”(Müslim ve Nesai/Cem’ul-Fevaid, h no:8101)

“Münafıkların kendilerini ele veren alametleri vardır: Selamları lanettir, yemekleri gasp ve yağmadır, Ganimetleri hile ile kazançtır, Mescitlere aralıklı yaklaşırlar Camide kılınan namazın sonuna ancak yetişebilirler, Kibirlidirler Ne sevilirler ne de severler Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler”(İmam Ahmed ve Bezzar/Cem’ul Fevaid, H No: 8110)

“Kimde dört vasıf bulunursa halis münafık olur O dört şeyden biri kendisinde bulunan kişi ise onu terk edinceye kadar münafıklıktan bir haslet bulunur Bunlar: Kendisine bir emanet bırakıldığı zaman ihanet eder; konuştuğunda yalan konuşur, anlaştığı zaman sözünde durmayıp bozar Bir kimseyle çekiştiği zaman aşırı giderek karşısındakinden fazla kötülük yapar”(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai/Cem’ül Fevaid, H No: 8097)

Hadis: (Münafığın üç alameti vardır: Yalan söyler, sözünde durmaz ve emanete hıyanet eder.) [Buhari]

Hadis: (Bizimle münafıkları ayıran alamet, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır. Münafıklar, yatsı ve sabah namazına devam edemez.) [Beyheki]

Hadis: (Münafıklarla bizim aramızdaki eman namazdır.) [Hakim]

Kategori:Değerli Bilgiler

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.